Ey Gafil İnsan!
Üstün kerem sahibi olan Rabbine karşı seni aldatıp yanıltan nedir? Seni bir hiç iken, yoktan var etmedi mi?
ALLAH (c.c) şöyle buyurur:
O insan, daha önce hiçbir şey değilken kendisini yoktan var ettiğimizi hatırlamaz mı?[703]
Allah (c.c.) seni karmaşık bir damladan meydana getirerek işiten, gören, duyan ve akleden yapmadı mı?
ALLAH (c.c) şöyle buyurur:
Gerçekten insan üzerine zamandan öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer bir şey değildi. Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü yaptık.[704]
Sorumluluk zamanına erdiğinde, güçsüzken seni güçlü kılmadı mı?
ALLAH (c.c) şöyle buyurur:
Allah O’dur ki, sizi güçsüz olarak yaratır, sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet verir. Sonra kuvvetin arkasından yine güçsüzlüğe ve ihtiyarlığa getirir. O dilediğini yaratır. Ve O, her şeyi bilir, her şeye gücü yeter.[705]
Yoksa Allah’a muhtaç olanlar değil misiniz? Sizleri yediren, giydiren ve doyuran bunlarla beraber rızk, güç ve akıl veren kimdir? Allah’a ihtiyaç hissetmiyor musun?
ALLAH (c.c) şöyle buyurur:
Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise zengin ve her hamd’a lâyıktır.[706]
Yoksa çaresizliğinin mi farkında değilsin? Sen ve güç tayin ettiklerin bir araya gelseniz gerçekten neyi halledebilirsiniz, acaba? Mesela, sizden alınan bir şeyi geri getirebilirler mi?
ALLAH (c.c) şöyle buyurur:
Ey insanlar! Bir misal verilmektedir, şimdi ona iyi kulak verin: Sizin Allah’ı bırakıp taptıklarınız bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamayacaklardır. Sinek onlardan bir şey kapsa onu kurtaramazlar. İsteyen de, istenen de acizdir.[707]
Sineğin aldığını dahi kurtaramazken kendi işinden neye sahipsin, Ey insan? Bu ne gurur, bu ne nankörlük! Takılmışsın nefsinin peşine gündüz gece durmadan gidiyorsun. Seni şerefli mahlûk yapan, bunlar mı yoksa? Bil ki güç sahibi, hikmet sahibi olan ve her şeyi bilen, yalnız Allah (c.c.)’dır. Yaşantında kime, neye hizmet ettiğini iyi belirle… Yalnız kalınca tek başına yaptıklarını iyi düşün… İman ve itaat senin dünyada ki yükünü alır. Bunları yapmayan için ise dünya hayatı ağır bir yük olarak kalır. Allah haricinde kime ve neye hizmet ediyorsan şunu bil ki; hizmet edenine yaranamazsın. Hayatın acılarla dolar taşar, dayanamazsın…
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
Allah, (ağır yükümlülükleri) sizden hafifletmek istiyor. Çünkü insan sabır ve tahammül bakımından zayıf yaratılmıştır.[708]
Görüyorsunuz ki yapılanlar, kayıt altına tek tek geçiyor ama yapanlar zaman içerisinde burada kalmayıp, hesap vermeye gidiyor. Kalan herkes de bilsin ki, muhakkak nimetlerden hesaba çekilecekler. Müslüman gibi yaşarsan ancak kendine fayda vereceksin. İnkâr edersen de, ancak kendin zarar göreceksin. Şüphesiz Allah, kullarından müstağnidir. İsyan edenlerin isyanı O’na zarar veremez. İtaat edenlerin itaati de, zatına fayda vermez. O’na ancak O’nun bilgisi dâhilinde isyan edilir ve ancak izni ile itaat edilir. Allah (c.c.), Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in dilinden şöyle buyurur: Ey kullarım! Ben nefsime zulmü haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin. Ey kullarım! Hidayet verdiklerim dışında hepiniz doğru yoldan sapmışlarsınız. Öyleyse benden hidayet isteyin de size hidayete erdireyim. Ey kullarım! Benim yedirdiklerim hariç, hepiniz açlarsınız. Öyleyse benden yiyecek isteyin de size yiyecek vereyim! Ey kullarım! Benim giydirdiklerim hariç hepiniz çıplaklarsınız! Öyleyse benden giyinme talep edin de sizleri giydireyim! Ey kullarım! Sizler gece ve gündüz hata işliyorsunuz. Ben ise bütün günahları affederim. Öyleyse benden bağışlanma talep edin de sizleri bağışlayayım. Ey kullarım! Bana zarar verme mevkiine ulaşamazsınız ki bana zarar veresiniz! Bana fayda sağlama mertebesine de ulaşamazsınız ki bana menfaat sağlayasınız. Ey kullarım! Şayet sizlerin öncekileri, sonrakileri; insi olanları, cinni olanları hepsi de sizden en muttaki bir insanın kalbi üzere olsaydınız, bu benim mülkümde hiç bir şeyi zerre miktar artırmazdı. Ey kullarım! Eğer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz, insi olanlarınız, cinni olanlarınız sizden en facir bir kimsenin kalbi üzere olsaydınız, bu benim mülkümden zerre kadar bir şey eksiltmezdi. Ey kullarım! Eğer sizlerin öncekileri ve sonrakileri, insi olanları, cinni olanları bir düzlükte toplanıp bana talepte bulunsaydınız, ben de her insana istediğini verseydim bu, benim katımda olandan, iğnenin denize batırıldığı zaman denizde oluşturduğu eksilme kadar bir noksanlık ancak meydana getirirdi. Ey kullarım! Bunlar sizin amelleriniz, onları sizin için sayıyorum. Sonra bunların karşılığını size vereceğim. Öyleyse sizden kim bir hayırla karşılaşırsa Allah’a hamd etsin. Kim de hayır değil de başka bir şey bulursa, kendinden başkasını kınamasın.[709]
Sonuç olarak anlatılan, aktarılan, eleştirilen ve yorumlanan hiçbir olay da kendimi temize çıkarmadığımı bildirmek isterim. Bizler nefis sahibi insanlarız. Şahsım adına söyleyeceğim son sözü, sözlerin en güzeli ile bitirmeyi daha uygun buluyorum:
“Bununla birlikte (kendi) nefsimi aklamak, onu masum göstermek istemiyorum. Çünkü Rabbimin rahmeti ile korudukları dışındaki tüm nefisler, insanı ısrarla kötülüğe kışkırtırlar. Hiç şüphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir.”[710]
[703] Meryem suresi, 67. Ayet
[704] İnsan suresi, 1-2. Ayetler
[705] Rum suresi, 54. Ayet
[706] Fatır suresi, 15. Ayet
[707] Hacc suresi, 73. Ayet
[708] Nisa suresi, 28. Ayet
[709] Müslim; Kitâbu’l Birr ve’s sıla, bâbu tahrimi’z zulm, hadis no: 2577
[710] Yusuf suresi, 53. Ayet
You Might Also Like
Hadis Literatürü
Ölüm Ve Akıl
Hadis İlimleri