İSLAM

YER    : Mekke

TARİH    : 611

İSİM    : Kuran’ı Kerim, Tekvir Suresi 15–16. ayetler

HABER    : Hayır o ( geri dönerek )sinenlere yemin ederim. Akarak yuvalarına girenlere

BİLİM

YER    : İngiltere, Cambridge

TARİH     : 1642 – 1720

İSİM     : Isaac Newton

HABER     : Evrenin her yerinde bütün madde tanecikleri arasında mevcut bulunan çekim kuvveti vardır.

Isaac Newton, Cambridge Üniversitesi’ndeki botanik bahçesinde otururken kafasına düşen, geçmiş bilgilerinin pekişmesine sebep olan elma üzerinden yola çıkarak yerçekimi kanunu bulmuştur. Bilim adamı olan birinin asıl işi, olmayanı icat değil, mevcudu keşif olduğu için Allah (c.c.), kâinat nizamı ile alakalı gerekli haberleri kelamında açıklamıştır. Ayetleri anlamak için ayette geçen kelimelerin hangi anlamlara geldiklerini incelememiz gerekecektir.

15. ayette “Fela uksimu bilhunnesi” diyor. Yemin ederek başlıyor. Allah’ın (c.c.) herhangi bir ayeti kerime de yemin etmesi, o şeyin önemine dikkat çekmek içindir. En doğrusunu, Allah (c.c.) bilir.

Elmalılı Hamdi Yazır bu ayet hakkında şöyle diyor :“‘Hunnes’ diye geçen kelime ise ‘Hânis’ kelimesinin çoğuludur. Hans ve hunûs, büzülüp sinmek veya gerilemek ve geri kalmak manalarına lazım (geçişsiz) ve müteaddi (geçişli) olduğuna göre hânis; sinen, gaip olan veya sindirip gaip eden yahut geri kalan veya gerileten demek olur. ‘Ha’nın ve ‘nun’ un fethiyle ‘hanes’ de, sığır ve ceylanların burunlarında olduğu gibi, burunun ucu dudaktan geride biraz kalkık ve gerisi basık olmaya denir ki, bu, ‘fatas’ denilen ‘yass’ dan yakışıklıca olur. Onun içindir ki ceylanlara ve yanaklarına ve sığırlara “hunüs” denilir. Burada hans, çoğunlukla lazım (geçişsiz) manada kullanılarak geri dönmek ve sinmek demek olur. Dolayısıyla ‘hunnes’ sinenler veya geri dönenler manalarıyla tefsir edilmiştir.”[186]

Yerçekimini tarif etmek için “hunnes” yani merkeze doğru çekilme kelimesi kullanılarak, akışın tersine olan bir güçten bahsedilmektedir. İşte bu da maddenin çekim gücüne (gravitation) işaret etmektedir.

16. ayette ise ALLAH (c.c.) “Elcevaril kunnesi” diyor. Yuvalarına girenlere diye çevirdiğimiz deyimin Arapça karşılığı “kunnes” tir. Kunnes: El-Kânis kelimesinin çoğuludur. Gizlenip saklanan, görünmeyip kaybolan şeye kunnes denilmiştir. Bir ceylan, yatağı ve barınağı olan kinâsa girdiğinde ona, “kenese” denir.[187]

Bu anlamda yer çekimi kanunundan bahseden başka ayetler de vardır. “Allah gökleri, görebileceğiniz direkler olmaksızın yükseltendir.”[188] ayetinde, direkler olmadan yükselerek sabit duran bir gücün olduğundan bahsedilmektedir. “Göğü O, yükseltti ve mizanı (ölçüyü) koydu.”[189] ayeti de yükseltildikten sonra yeryüzüne, takdir edilmiş bir ölçünün konulmasından haber vermektedir. Bu olayı Kuran-ı Kerim, keşfinden 1109 yıl öncesinden  bizlere bildirmektedir.

[186] Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak dini Kuran dili, azim yayınları: 9/30

[187] Muhammed âli es-sabuni, safvetu’t-Tefasir, Ensar neşriyat: 7/227; izzet Derveze, Tefsiru’l-hadis, ekin yayınları: 1/126

[188] Rad suresi, 2. Ayet

[189] Rahman suresi, 7. Ayet