İslam Ve Bilim (Yağmur’un Oluşum Evreleri)
İSLAM
YER : Medine
TARİH : 631
İSİM : Kuran-ı Kerim, Nur Suresi 43. ayet
HABER : Görmedin mi ki, Allah bulutları sürmekte, sonra aralarını birleştirmekte, sonra da onları üst üste yığmaktadır; böylece, yağmurun bunların arasından akıp-çıktığını görürsün. Gökten içinde dolu bulunan dağlar (gibi bulutlar) indiriverir, onu dilediğine isabet ettirir de, dilediğinden onu çevirir; şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kamaştırıp götürüverecektir.
BİLİM
YER : İskoçya
TARİH : 1935
İSİM : Robert Watson – Watt
HABER : Radar’ın icadı
Radar icad edilmeden önce de bu tarzda birçok farklı denemeler olmuştur. 1904 yılında deniz yolculukları sırasında oluşan gemi kazalarını önlemek için Christiyan H. Ismeyer, kesintisiz radyo dalgalarını kullanarak nesnelerin yerinin belirlenmesini sağlayan bir sistem geliştirmiştir. İskoçyalı John Logie Baird ise 1926 yılında elektromanyetik dalgalar kullanarak maddeleri belirlemeyi başarmıştır. Alman Rudolf Kühnold da 1933 yılında radyo dalgaları ile nesnelerin saptanmasına yarayan bir cihaz icad etmiştir. Bütün bu icatlardan sonra, nesnenin hem tespitini yapan hem de uzaklık mesafesini ölçen ilk radarı 1935 yılında, Robert Watson – Watt bulmuştur. Yağmurun oluşumuna etki eden aşamaların neler olduğu da ancak bu icad sonrasında tam olarak anlaşılabilmiştir. Kuran- ı Kerim yağmurun nasıl yağmakta olduğunu 1304 yıl öncesinden anlatmaktadır.
Yağmurun nasıl yağmakta olduğu bilgisine ulaştıktan sonra, nasıl oluştuğunu inceleme altına alan araştırmacılar bunun, üç ana evreden oluştuğunu saptamışlardır.
Rüzgârın oluşması, bulutların meydana gelmesi ve yağmur damlacıklarının ortaya çıkması… Bu evreleri hepsi bir başka ayeti kerimede şu şekilde açıklanmaktadır.
ALLAH (c.c.) şöyle buyuruyor:
Allah rüzgârları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda kendi kullarından dilediğine verince hemen sevince kapılıverirler.[238]
“Allah rüzgârları gönderir…” ifadesi bilimsel olarak şu şekilde açıklanır: Tuzlu olan okyanus sularındaki köpükler, hava kabarcıklarının oluşması ile patlayarak, su damlaları olarak göğe doğru rüzgârlar aracılığı ile aktarılmaktadır. Bu su damlacıkları ise buz kristalleri ya da bunların karışımları ile bulutları oluşturmaktadır. “böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp dağıtır ve onu parça parça kılar…” diye devam eden ayette ise ikinci evrenin bilimsellik içeren verileri sunulmaktadır: Bulutların içindeki su damlaları, boyutları 0.01- 0.02 mm kadar küçük olduğundan havada asılı kalırlar. Sonra bu su damlaları diledikleri şekilde göğe yayılırlar ve gök, bulutlar ile kaplanmaya başlar. “nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün.” diye devam eden ayet, yağmur oluşumunu tamamlayan son evreye işaret eder: Göğe yayılı vaziyette duran bu su damlacıkları, yoğunlaşmalarından sonra yağmur damlalarını oluştururlar. Bu oluşum sonrasında yağmur damlaları havadan daha ağır gelerek yere düşmeye başlar.
[238] Rum suresi, 48. Ayet
You Might Also Like
İslam Ve Bilim (Soy’a Çekim)
İslam Ve Bilim (Dünyayı Koruyan Tavan)
İslam Ve Bilim (Oksijen)