Kuran-ı Kerim’e Göre Ehli Kitap -1- (Evvel ki iman edenler…)
Madem ki gaye edindiğimiz şey İslam’ı doğru anlatmaktır ve sebebi de İslamofobia’dır.
O halde ilk önce ele alınması gereken konumuzun da Dinin ana kaynağı olan kitabın, kendisine inanmayanlara nasıl baktığı olmalıdır.
Meseleyi böylece ele alarak kendisini yakan, ona inananını düşman gören bir zihniyete de en güzel cevap verilmiş olacaktır.
Öyle ise bu bahsettiğimiz zümre içerisinde en büyük çoğunluğun ehli kitap olduğu düşünülürse ilk ele alınması gerekli konu “Kuran-ı Kerim’e Göre Ehli Kitap” olmalıdır.
Aslında İslam’i kavram olarak açıklamak daha öncelikli bir başlangıç olması lazım gelse de bu her yerde ulaşılacak bir bilgidir. Ve durumun özel oluşundan ötürü en azından ehli kitapların yaşadığı dillere çevrilmesinin öncelik olması gerekmektedir.
Gerçekten bu kitap, başka kitaplara tabi olan semavi din sahiplerine ne diyor? Net olarak öldürülmeleri, nefret edilmeleri, uzak durulmaları, düşman görülmelerini mi söylüyor. Yoksa her Grubun veya topluluğun taşıdığı potansiyel gibi iyi ve kötü olmalarını belirli şart ve koşullara mı bağlıyor. Ayet numaralarını da belirterek çalışmamızı yayınlayacağım ki, samimi olan ehli kitap dilediği zaman başka çevirilerden taşıdığı mana böylemidir kontrol edebilsinler.
Evet…… Şu halde konumuza giriş yapabiliriz. Biz müslümanlara ne diyor ve ehli kitaba iyisi ile kötüsü ile nasıl bakıyor.
2-62. Şüphesiz iman edenler, yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler(den her kim) Allah’a ve ahiret gününe iman eder, salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
Bu ayet kendisinden önceki zamanlarda Allah’a iman edenlerin durumlarının sorulması üzerine inmiştir. Çünkü Resulullah ile gelen son Şeriat diğer inançları kaldırıyor ve Kuran-ı Kerim’in gelmesi ile de Adem Aleyhisselam ile başlayan İslam dini tamamlanıyordu. Fakat o zaman diliminde bu olaylara şahit olamayan ya da önceki yıllarda yaşamları son bulmuş nice inanmış, inancı için sıkıntılar çekmiş olanlar vardı.
Bu soru bizzat Resulullah’a eski bir hristiyan yeni bir müslüman olmuş kişi tarafından soruldu. Onlar da olsa idi size tabi olurlardı. Ama yetişemediler ömürleri vefa etmedi. Ve cevabı Allah (c.c.) böyle vahiy yolu ile verdi. Konumuza yönelik olarak bakarsak şüphesiz Allah’a ve ahiret gününe iman eden bu toplulukların içerisinde kim salih amelde bulunursa ecirleri olduğunu alacağını muhakkak karşılığını göreceklerini üzülmeyeceklerini ifade etmektedir.
Çünkü o zaman yürürlükte olan şeriat ve inanç o kişilere içinde bulundukları topluluk içerisinde amel ve iman etme imkanını sağlıyordu. Allah yeni bir topluluk oluşturmadıktan sonra mevcut grup içinde amel etmekten dolayı kişiler sorumlu tutulamaz. Elde olan imkan ve idrak nispetinde kullar mükelleftirler.
You Might Also Like
Hadislerin Tedvîni ve Tasnifi
İslam Sizin Dininizdir -1-
Allah’ın İsim ve Sıfatları